Bakan Uraloğlu açıkladı: Kalkınma Yolu yeni yatırım olanakları oluşturacak

“ALTYAPI ULUSLARARASI LOJİSTİK ZİNCİRLERİNE ENTEGRE EDİLMESİ DE BÜYÜK ÖNEM TAŞIMAKTADIR”

Bakanlar Yuvarlak Masa Toplantısı’nda soruları da yanıtlayan Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin vizyonunu ve çalışmalarını da paylaştı. Bölgesel bağlantısallığın önündeki engelleri aşmak ve entegrasyonu güçlendirmek adına bugünkü tartışmaların önemli bir yol gösterici olacağını düşündüğünü dile getiren Uraloğlu, “Ülkemiz açısından baktığımızda, Türkiye farklı düzenleyici çerçevelere ve yasal rejimlere sahip Avrupa, Asya ve Ortadoğu ülkeleriyle doğrudan temas halinde olan bir ülke konumundadır.” dedi.

Söz konusu durumun Türkiye’nin sınır ötesi taşımacılığında pek çok değişkene sahip olmasını sağladığını belirterek bu durumun da düzenlemelerdeki uyumsuzluklardan kaynaklanan aksaklıkların orta çıkma ihtimalini artırdığını vurguladı. Uraloğlu, “Özellikle sınır geçişlerinde gümrük işlemlerinin uzun sürmesi, altyapı farklılıkları ve taşımacılıktaki dijitalleşme seviyelerinin ülkeden ülkeye değişmesi, kesintisiz taşımacılığı zorlaştıran başlıca etkenlerdir.” ifadelerini kullandı.

Bu zorlukları aşmak adına öncelikli hedeflerinin, karayolu ve demiryolu bağlantılarını güçlendirerek kesintisiz taşımacılığı sağlamak ve sınır geçişlerini daha verimli hale getirmek olduğunu anlatan Uraloğlu, “Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı, İstanbul’un Anadolu yakasından Bulgaristan sınırına çift hat hızlı demiryolu Projesi, Basra Körfezi’nden Avrupa’ya Kalkınma Yolu Projesi ve Kars-Nahçıvan Demiryolu Projesi ile Zengezur bağlantısının sağlanması bu hedef doğrultusunda hayata geçirilen stratejik yatırımlarımızdır. Ancak, altyapının varlığı kadar, bu altyapının uluslararası lojistik zincirlerine entegre edilmesi de büyük önem taşımaktadır.” şeklinde konuştu.

Sınır geçişlerinde gümrük prosedürlerinin hızlandırılması ve bürokrasinin azaltılması için ikili ve çok taraflı iş birliklerinin büyük önem arz ettiğinin altını çizen Uraloğlu, “Bu etki o kadar büyük ki, bazı bölgelerde altyapı yatırımlarının Gayri Safi Milli Hasıla’ya etkisinin sınır geçişi ve tarife düzenlemeleri ile 4-5 katına çıktığı görülmektedir. Bu yadsınamayacak bir etkidir. Bu sebeple, bölgemizde bulunan ülkelerle sınır geçişleri ve tarifler üzerinde iyileştirme çalışmalarını aralıksız yürütüyoruz.” dedi.

İZİN BELGELERİNİ E-PERMİT PROJEMİZLE DİJİTALLEŞTİRDİK

Türkiye olarak komşu ülkelerle yürütülen ulaştırma ve ticaret kolaylaştırma anlaşmalarını artırarak sınır geçişlerinde harmonizasyon sağlamayı hedeflediklerini dile getiren Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:

“BMAEK’in düzenleyici enstrümanları da bu süreçte rehber niteliğinde olmaktadır. Bizler de bir yandan Bulgaristan-Türkiye sınırında ikinci demiryolu sınır kapısını açarak sınır geçiş kapasitelerimizi artırmaya çalışıyoruz. Diğer yandan, taşımacılığın daha hızlı ve güvenli hale gelmesi açısından büyük fırsatlar sunan dijitalleşme ve süreç otomasyonu gibi konularda ilerleme kaydetmeye çalışıyoruz. E-TIR ve e-CMR gibi dijital sistemler, kağıda bağımlılığı ortadan kaldırarak taşıyıcılar, sınır otoriteleri ve müşteriler için süreçleri hızlandırmıştır. Ayrıca, Türkiye olarak, uluslararası karayolu taşımacılığında kullanılan izin belgelerini e-Permit projemeizle dijitalleştirdik ve ilk uygulamamızı Özbekistan ile hayata geçirdik.”

Söz konusu sistemlerin bölgedeki tüm ülkeler tarafından benimsenmesi için ortak standartlar oluşturulması gerekliliğini ifade eden Uraloğlu, Bu noktada, komisyon bünyesinde yer alan çalışma gruplarında Trans-Hazar ve Almatı-Tahran-İstanbul Koridorları Koordinasyon Komitesi gibi bölgesel iş birlikleri, sınır geçişlerini hızlandırmak ve düzenleyici uyum sağlamak açısından kritik bir rol oynamaktadır. Bu çalışmalara destek vermeye devam edeceğiz.” dedi.

Uraloğlu, sınır ötesi taşımacılığın kesintisiz hale gelmesi için sadece altyapı yatırımları yapmanın yeterli olmadığını belirterek, yatırımların düzenleyici çerçevelerle desteklenmesi, gümrük süreçlerinin kolaylaştırılması ve dijital sistemlerin yaygınlaştırılması büyük önem taşıdığını ifade etti. Uraloğlu, Türkiye olarak, bu mekanizmaları güçlendirmek için hem ikili hem de bölgesel düzeyde daha yakın iş birliği içinde olmayı önceliklendirdiklerinin altını çizdi.

.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir